Aman yanlış anlaşılmasın, yazarın şahsıyla değil yazar kimliğiyle ilgili başlığım :)) Neden derseniz, yıllarca ama yıllarca Orhan Pamuk kitaplarını hiç okumadım. Hep çevremde "Aman bir başladım bitiremedim, çok sıkıcı, şöyle böyle…" yorumları duydum ve kaçtım. Önyargılara yenik düştüm. Ama nasıl olduysa önce bir gazetede Çukurcuma'da açılmış olan Masumiyet Müzesi ile ilgili okuduğum bir haber ilgimi çekti. Sonra da bu müzeye ilham olan aynı isimli kitabı okumaya karar verdim. Bu kitap ile ilgili yorumlarımı başka bir yazıya bırakacağım…
Ama önyargılarımın ne kadar yersiz olduğunu kitabı okuyup bitirip, görünce dayanamadım, bunu Facebook'a not düştüm, neredeyse her kitabını okumuş, yazarın sıkı bir takipçisi olan bir arkadaşım da bana yazarın ilk kitabını okuyarak devam etmemi ve yazışında ki farklılığı, gelişimini görmemi tavsiye etti.
Ben de öyle yaptım, gittim hemen ilk kitabı "Cevdet bey ve oğulları" kitabını aldım. Kitabı, hikayeyi genelde beğendim. Ama şöyle bir değerlendirince, yazarın şuanki dili ve anlatışı ile ne kadar farklı olduğunu ve gelişimi görebildim. O kadar barizdi ki. Kitabın bazı kısımlarını okurken, Orhan Pamuk'u bu ilk kitabını yazarken hayal ettim ne ilginçtir.